Her zaman olduğu gibi uluslararası ajans, gazete ve televizyonlar, Filistinli çocukların ölümünü sessizce izlemekle kalmadı, olayları çarpıttı. Gazetecilerin suskunluğu tarihe bir kara leke olarak geçti.
Edward Said, Filistinlilerden bahsederken, “Onlarınki yalnızca mülksüzleştirilenlerin ve aşağılananların değil, aynı zamanda susturulanların da kültürüdür” der. Aslında bu susturulma veya yanlış aktarılmanın en bariz gözlemlendiği yer ise hiç şüphesiz medyadır. Siyonist İsrail’in Filistin’e saldırılarının yoğunlaştığı son günlerde her zaman olduğu gibi yine Batı medyasında bu durumun izleri görülüyor. Reuters, Filistinlilerin üzerine araç süren İsrailli ile ilgili haberi, “Filistinlilerin taş attığı İsrailli kaza yaptı” şeklinde çarpıtarak verdi. “9 çocuğun İsrail’le yaşanan çatışmada öldürüldüğünü” yazan AP imzalı haber ise sosyal medyada büyük tepki topladı. Uluslararası medyada Filistin-İsrail meselesinin ele alınış biçimi, yalnızca son saldırılarda değil, her dönem benzer bir nitelik taşıyor. Batı basınında çıkan ve tüm dünyadaki algıyı şekillendiren haberler, neredeyse istisnasız olarak Siyonist İsrail yanlısı. Arizona Üniversitesi’nden Filistin asıllı akademisyen Maha Nassar’ın istatistiklere dayalı çalışması, bu durumu somut biçimde ortaya koyuyor. Nassar, ABD’nin önde gelen dört yayın organında; New York Times ve Washington Post gazeteleri ile the Nation ve the Republic dergilerinde bugüne kadar Filistinlilerle alakalı yayınlanan görüş yazılarının kaydını tuttu. Buna göre 1970’ten 2019’a kadar 49 yılda söz konusu dört yayın organında Filistinlilerle ilgili toplamda 6.459 yorum yazısı yayınlandı. Söz konusu yorumların sadece 112’si Filistinliler tarafından yazılırken, bu rakam toplamın yalnızca yüzde 1’ine tekabül ediyor. Batı medyası Filistinlileri yalnızca susturmakla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda spesifik olaylarda büyük oranda İsrail taraftarı veya Siyonist İsrail’in “kendini savunma hakkını kullandığını” öne süren bir üslup benimsiyor. 2014 yılında 2 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği Siyonist İsrail’in Gazze saldırısı ile ilgili NYT ve WSJ’ın yaptığı haberleri inceleyen bir başka akademik makale de yine bu durumu gözler önüne seriyor. Makaleye göre NYT, söz konusu saldırıyı ele aldığı haberlerin yüzde 16’sında Siyonist İsrail’in saldırısını bir şekilde olumlayan ifadeler kullanıyor. NYT haberlerinin yüzde 34’ü Hamas’ı eleştirirken, Siyonist İsrail için bu oran yüzde 21’de kalıyor. WSJ haberleri ise NYT’a göre çok daha Siyonist İsrail yanlısı. Gazete, Gazze saldırısıyla ilgili haberlerinin yüzde 43’ünde Hamas’a yönelik eleştirel ifadelere yer veriyor. Haber metinlerinin sadece yüzde 12’sinde Siyonist İsrail eleştirilirken, yüzde 30’unda İsrail yanlısı bir tutum ve üslup dikkati çekiyor. Haber metinlerinde İsrail’in saldırgan ve agresif tutumuna neredeyse hiç değinilmezken, “Hamas saldırısı” ifadesi oldukça sık geçiyor. Batı medyasındaki bu sistematik tutum hâkim.
Ancak dünya, sağır olsa da zalimi kahraman gösteren medya, kör olmuşçasına Kudüs’te Mescid-i Aksa’da 54 yıldır yaşananlara sessiz kalsa da gece-gündüz dua zincirleriyle, hatimleriyle, inandığı Allah’tan (cc) başka hiç kimseden yardım beklemeden el açıp haykıran Müslümanların sayısı, her geçen gün, her geçen saat daha da artıyor. Şüphesiz sonuç yine Hakk’ındır. Üstünlük yine Hakk’ta tecelli eder, kendini gösterir. Aynen bunun gibi Filistin davası elbette haktır. Filistinli kardeşlerimiz davalarında haklılardır. “Sen, o zalimlerin işlediklerinden, sakın Rabbinin habersiz olduğunu zannetme! O, sadece onları, dehşetinden gözlerinin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.” (İbrahim/42)
Yusuf KELEŞ