Şeytan ve Hileleri -II
Gündem Son Sayımız Yazarlar

Şeytan ve Hileleri -II

secde

5.Şeytanın insana dört bir yanından yaklaşması

Dedi ki: Beni azdırdığın şeyden dolayı onları saptırmak için dosdoğru yolunda oturacağım.” “Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükrediciler olarak bulmayacaksın” (Araf – 14/17) dedi.

İnsanlara karşı gizlenerek düşmanlık eden şeytan Allah’ın doğru yolunda oturup insanlara kıyamete kadar gücünün yettiğince her yönden saldıracağını, muhattabının hangi duygusu zayıfsa o yönden sokulacağını vesvese verip kendi yoluna davet edeceğini söylüyor. Davetine uymayanları farklı şekilde Allah’a isyan ettireceğini ve günahkâr olması için elinden geleni yapacağını bilmemiz gerek. Yani insanın içindeki kötülüğe davet eden her çağrı şeytandandır. Ve bu işleri yapmak için zaten Rahman’dan izin istemiş O’da hem mühlet vermiş hem de elinden geleni yap dercesine “Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygara kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara vaadlerde bulun (söz ver). Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vaad etmez.” (İsrâ – 64) şeklinde buyurdu.

Şeytan tek başına değildir! Şeytanın yolundan giden, zalimlikte, kötülükte sınır tanımayan insanlar da insan görünümlü birer şeytandır. Hatta bazen şeytanı bile geçmektedir. Her kim hakkı gizlemeye eğip bükmeye şeytanın istediği doğrultuda helale haram, harama da helal diyerek hakkı batıla karıştırmaya çalışırsa onlar ister bilerek ister bilmeyerek şeytanın dostu olmuştur.

İbn Abbas’tan (r.a.) gelen bir rivâyete göre, İblis’in “önlerinden yaklaşacağım” demekteki kastı, onları dünyaya düşkün edeceğim; “sağlarından yaklaşacağım” demekteki kastı, din işlerinde, ibadet ve amellerinde onlara şüphe vereceğim; “sollarından yaklaşacağım” demekteki kastı, onlara günah işlerinde azgın bir iştah (şehvet) vereceğim, anlamına gelir (İbn Kesir, 2/9)

Katâde de diyor ki: “Onlara önlerinden gelecek ve âhiret yok, yeniden diriliş yok, cehennem yok, cennet yok diyeceğim. Arkalarından gelip; dünya tutkularını süsleyip, allayıp pullayıp onları bu gibi zevklere dâvet edeceğim. Sağlarından gelip, ibadetleri (hasenâtı) zor göstereceğim, geciktirmeye çalışacağım. Sollarından da yaklaşıp, günahları zevkli ve süslü gösterip onlara günah işlemelerini tavsiye edeceğim.” (İbn Kesir, 2/9).

Şeytan ve dostları özellikle Müslümanları sağdan yaklaşarak onları ibadetlerini hoş göstererek kandırır. Mesela kişi Allah’ın huzurunda beş vakit kıyamda durmakla birlikte, Allah ve Resulünün kati olarak yasakladığı faiz’i doğal görebilmekte hatta bu kazancı övünerek anlatabilmektedir.

Hatta şeytan’ın güruhundan olan nice müstekbirler dilleri ile “Ben Müslümanlardanım” derken, ameli olarak Şeytan’ın bile yapmaya cesaret edemeyeceği eylemlerde bulunurlar.

İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: “Doğrusu, Allah, size gerçek olan va’di va’detti, ben de size vaatte bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır.” (İbrahim Suresi, 22)

Bu ayetlerde de anlaşılacağı üzere şeytanın telkinlerinin ademoğlu üzerinde bir hükmü yoktur o sadece kötülüğü fısıldar, dünya hayatını süsler, her türlü ahlaksızlığı hayâsızlığı emreder. Şeytan’nın vesveselerinde en büyük avantajı insanın kötülüğe ve iyiliğe, hayra ve şerre meyilli olarak yaratıldığını bilmesi, ademoğlunun, aşırı isteklere hitap ederek onları yoldan saptırmaya çalışmasıdır. Aklını kullanmayanlar ile sonunu düşünmeden zevklerinin peşinden gidenler, onun süslü sözlerine kanacaklardır. Bizlerin unutmaması gereken en önemli husus, şeytanın bizim kıyamete kadar azılı, kin ve nefretle dolu düşmanımız olduğudur.

Şeytanın işi fesat ve fitnedir. O insanlar arasından veliler ve dostlar edinir ve birçok işini onlara yaptırır. Şeytan ve dostları insanlara önlerinde serili olan ahiret yurdunu mümkün olduğunca unutturur. Hayatın yeme, içme ve zevklerden oluştuğunu telkin eder. Ve maalesef Şeytan ve avanelerinin bu telkinleri yeryüzündeki çoğu insanda işe yarar.

Şeytan onları istila etmiş, onlara Allah’ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytanın taraftarlarıdır. İyi bilin ki şeytanın taraftarları mutlaka kaybedenlerdir. (Mücadele – 19)

Şeytan ve dostlarının en büyük düşmanları Allah’a Allah’ın emrettiği biçimde inanan, O’nun kutlu nebisi Hz. Muhammed (sav)’in yolunda pazarlıksız olarak sebat edenlerdir.

Şeytan’ın oyunu ve tuzağı öyle çok yönlü ki La İlahe İllallah, Elhamdulillah Müslümanız diyen insanları hem Allah’a secde etmekten alıkoyar hem de bunu onlara normalleştirir.

Şeytan ve yandaşları insanlara soldan yaklaşarak küfrü, şirki, isyanı zararsız gibi gösterir. İçki kumar, zina çılgınca eğlenceyi hayatın gayesi olarak gösterir. Allah’ı hatırlatmayı unutturur. O’na ibadet etmeyi, yasaklardan kaçınmayı, ahireti, ölümü ağız tadını kaçıran şeyler olarak gösterir.

Şeytan ve dostlarının hilelerinden aldatmalarından ve tuzaklarından kandırma ve şerlerinden kurtulmanın yolu dinde ihlas sahibi olmak, Allah’a yaklaşmak, İslam’ı samimiyetle ciddiyetle aşkla yaşamak ve türlü vesveselerden Allaha sığınmaktır.

Allah Teala Kur’an’da, şeytanın bizim düşmanımız olduğunu bizlere defalarca bildirmiştir. Bu düşmanlık kıyamete kadar devam edecektir. Biz mü’minler, devamlı olarak şeytandan uzak durmalıyız.

Ey İnsanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o sizin için apaçık bir düşmandır. Muhakkak size, kötülüğü, hayasızlığı, Allah’a karşı da bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara – 168/169)

Şeytan insanları kötülüğe ve isyana çağırırken bazı saçma resimlerde çizildiği gibi elindeki üç ağızlı mızrağı ve boynuzlarını sallayarak, “Ben şeytanım ve seni bu konuda şöyle davranmaya davet ediyorum..” demeyecektir! Bu işi başka kimliklerle yapacaktır.

“Allah onu (şeytanı) lânetledi; o da: ‘Yemin ederim ki kullarından bir pay edineceğim’ dedi. Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesin olarak onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler’ (dedi). Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür. Şeytan onlara söz verir, vaadde bulunur, onları ümitlendirir ve kuruntulara düşürür. Ancak bu vaad sadece aldatmadan ibarettir. Onların varacağı yer cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacak-lardır.” (Nisâ – 117/121)

Allah dünyayı imtihan yeri olarak yaratmıştır. “Sizin hanginizin en güzel ameli yapacağını” imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Ve O; Aziz’dir, Gafûr’dur. (Mülk – 2) ayette de belirtildiği üzerine bu dünyaya geliş amacımız bellidir, yalnızca ve yalnız Allah’a kul olmak, ibadet etmek, en güzel ameli yapmak için geldik. İnsanoğlu ya hayır işleyip Allah’ın razı olduğu kullar arasına katılacak ya da şer işleyip şeytanının yoluna girecek. Şeytan ve nefsimiz imtihanların birer aracıdır, sıkıntı meşakkat olmadan imtihan olmaz ve kendimizi ıslah etmeden bu imtihanı kazanamayız. Allah dileseydi ne şeytan olurdu ne de kullar günah işleyebilirdi. Ancak bu dünya hayatı imtihan için yaratılmıştır, insan bir takım denemelerden geçerek makamını kendi kazanacaktır.

6.Şeytana uyanların durumu

Hz. Adem’in yaratılışıyla meydana gelen bu imtihanda Şeytanın nefsani hisleriyle Allah’a itaatsizliği, meleklerin üstünde iken makamdan lanetlenmiş olarak atıldı. “…Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız…’ İnsanlardan onlara uymuş olanlar, ‘Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan faydalandık ve bize tayin ettiğin sürenin sonuna ulaştık’ derler. Allah, ‘Cehennem, Allah’ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınızdır’ der.” (6/En’âm, 128). İnsanlara hitaben de: “…Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi? And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz? İşte bu, size söz verilen cehennemdir. Bu gün, inkârcılığınıza karşılık oraya girin.” (36/Yâsin, 59-64) buyurmuştur. Diğer bir kıyamet sahnesinde de şeytan, kendisine uyanları kınayacak ve şöyle diyecektir: “İş olup bitince şeytan: ‘doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama, sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfûzum yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil; kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Beni Allah’a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zâlimlere can yakan bir azâb vardır’ der.” (İbrâhim – 22)

Üzerlerine (azap) sözü hak olanlar derler ki; “Rabbimiz, işte bizim azdırıp saptırdıklarımız bunlar, kendimiz azıp saptığımız gibi onları da azdırıp saptırdık.”

7.Şeytanın zarar veremeyeceği kişiler

Şeytanın kendilerine tesir edemeyeceği kimseler de Kur’an’da şöyle belirtilmiştir: “Şeytan seni dürtecek olursa Allah’a sığın, doğrusu O işitir ve bilir. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah’ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.” (A’râf – 200/201)

“Haydi, Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. Gerçek şudur ki, iman edenler ve Rablerine güvenip dayananlar üzerinde onun hiç bir hâkimiyeti yoktur. Onun hâkimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah’a eş koşanlaradır” (Nahl 98-100)

Muhakkak ki Benim kullarımın üzerinde, senin bir sultanlığın (yaptırım gücün) yoktur. Ve senin Rabbin, vekil olarak kâfidir (yeter). (İsra – 65)

Âyetlerden de anlaşılıyor ki, Allah’a içtenlikle iman ederek ibadet eden insanlar üzerinde, tabanca kurşununa karşı çelik yelek giyilmiş gibi şeytanın hiçbir etkisi olamamaktadır. Peygamberimizin veda hutbesinde vasiyet ettiği Kur’an’a ve Sünnete sımsıkı sarılırsak şeytana galip gelebiliriz. O halde, şeytana boyun eğmemenin tek yolu, Allah’a samimi olarak inanmak ve ibadetleri tam yapmak, Peygamber’in gösterdiği yoldan ayrılmamaktır.

8.Son olarak şeytandan korunma yolları

Kâinatın yaratılışı iyiliğe karşı kötülüğün var olmasıyla bir düzen oluşturmuştur. Bu Allah’ın bir kanunudur. Allah her şeyi zıddıyla yaratmıştır ki biri diğerinden ayırt edilip fark edilsin. “Sizin hanginizin en güzel ameli yapacağını”imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur”. (Mülk – 2)

Şeytansız bir dünya olamaz. İnşaallah bu dileğimize cennette ulaşacağız. Amacımız dosdoğru yolda Allah’a iman etmektir. En ufak bir yanılgıda tövbe etmektir. Fitnelere, fesatlıklara karşı ben Allah’tan korkarım diyebilmektir. Allah’a samimiyetle itaat eden O’na ortak koşmadan yalnızca bir ve tek olan Allah’a iman eden bu imtihanı kazanacaktır. Şeytan olmasaydı Allah’a ibadetten itaatten söz etmek mümkün olmayacaktı. Bizim yapmamız gereken şeytana lanet okuyarak yaptığımız her yanlışın müsebbibi olarak onu görmek değil, onun çekim alanında bulunmamaktır. Allah ona mühlet vermiş ve görevini en iyi şekilde yapmaktadır. Bizler şeytanın hile ve tuzaklarından korunmaya çalışıp uyanık bir Müslüman olacağız. En ufak bir vesvese fısıltı geldiğinde euzu besmele çekip şeytanı bizden uzaklaştıracağız ve hemen Allah’a yöneleceğiz, dualarla tövbelerle Allah’tan yardım dileyeceğiz. Şimdi şeytandan korunma yollarını sıralayalım;

  1. Allah’a gönülden inanır ve ona güveniriz. Allah’a dua eder, şeytana uymama konusunda Allah’tan yardım dileriz.
  2. Şeytanın aldatmalarına karşılık Allah’a tövbe ederiz.
  3. Şeytanın bulunabileceği alanlardan uzak dururuz.
  4. Kötü düşünceler beynimizi sardığında, euzu-besmele çekeriz.
  5. İbadetlerimizi az da olsa sürekli devam edip imanımızı kuvvetli tutmaya çalışırız. Böylelikle şeytana karşı direnme gücümüz artar.
  6. Şeytanın en çok etki ettiği kıskançlık, öfke, kin gibi duygularımızı kontrol altına almaya çalışırız.
  7. İslam cemaatinde bulunup yalnız kalmamaya çalışırız. Peygamber Efendimiz bu konuda bize şunu bildirir: “Dikkat edin! Cemaat halinde olun. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden ise uzak durur.” (Tirmizi, Fiten,  7)
  8. Amenerrasulü, Ayetel kursi, İhlâs, Felak ve Nâs surelerini okuyarak, haram olan dinletilerden uzak kalarak şeytanı uzaklaştırırız.
  9. Gözümüzü, dilimizi, karnımızı ve namusumuzu haramdan koruruz.
  10. Namahrem olanlarla baş başa kalmayız. Peygamber şöy­­le buyurur: Sizden kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla başbaşa kalmasın. Çünkü bunu yaparsa üçüncüleri şeytan olur.” (Buharî, Nikâh,  111, 112)
  11. Sabah ve akşam uykudan önce ve uyanınca okunan zikirler, yine eve girerken evden çıkarken, mescide girip çıkarken yapılan zikirler şeytanı bizden uzaklaştırır.
  12. Sık sık Allah’ın zikriyle meşgul olup dua ederiz.

Kovulmuş şeytanın şerrinden, her türlü kötülüğünden Allah’a sığınırım. Rahman ve rahim olan Allah’ın adı ile Allah’tan başka ilah yoktur. O, tektir ve ortağı yoktur. Mülk onun ve hamd O’nadır. O her şeye gücü yetendir.

Ey Rabbim sen bizi şeytanin vesveselerine karşı koru muhafaza et. Sana sığındık, biz ancak Sana ibadet eder, ancak Senden yardım dileriz. Sen bizim Mevla’mızsın. Sen şeytanın ve dostlarının hilelerini başlarına geçir. Bizi onlardan uzak tut. Bizlere feraset ver. Kalplerimizi hidayete erdirdikten sonra ayaklarımızı kaydırma. Bizleri İslam üzerine sabit tut. Rabbim sen dualara icabet edensin, sen bizim duamızı kabul et. Bizleri Salih Saliha kullarınla hem bu dünyada hem ahirette birlikte eyle. Sen merhametlilerin en merhametlisisin. Bizleri hakkıyla görüp bilensin, sen bizlere yardım et. Kardeşlerim emanetleri en iyi koruyan Allah’a sizleri emanet ediyorum. Allah’ın selamı ile selamlıyorum esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu.

 

GRUBA KATIL