Özgürlük Uğrunda Dinî Değerlerini Kaybedenler
Arşiv Genel Yazarlar

Özgürlük Uğrunda Dinî Değerlerini Kaybedenler

Rabbimiz bizleri yarattı, seçme konusunda özgür bıraktı. Kimi kâfir, kimi münafık, kimi ateist, kimi deist, kimi liberal, kimi demokrat, kimi komünist, kimi faşist olmayı tercih etti ve o şekilde bir hayat yaşamaya başladı. Ama şunu unutmamalıyız: Tercih edilen hayat, eğer ki Allah’ın emirlerinin karşısındaysa o zaman fazla mutlu olmamalıyız çünkü rabbimiz evet, bizi özgür yarattı ama kurallar koydu, onun kurallarına uymazsak ahirette hesabını soracağını da açık ve net bir şekilde Kur’an-ı Kerim’de anlattı.
Ve ayetinde de şöyle buyurdu: “Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün… Yüzleri kapkara kesilecek olanlara, imanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi, öyleyse inkâr etmenize karşılık olarak azabı tadın, (denir). Yüzleri ağaranlara gelince onlar, Allah’ın rahmeti içindedirler, orada ebedî kalacaklardır.” (Al-i İmran, 106-107).
İnsanoğlu “Özgürlük istiyorum.” dedi ilk önce. İslami kurallardan kurtulmaya başladı. Hakikati söyleyenleri bir bir ortadan kaldırıp Allah’ın hükümlerine alternatif hükümler ve yasalar çıkarmaya başladı. İçimize yerleştirilen ajanlar, yüksek kademelere, önemli yerlere bir bir yerleştirildi. Tabii ki bu kişiler, İslam adı altında “Müslüman” olarak yerleştirildi. Ama yerleştirilenler kâfirdi, İslam düşmanıydı. Daha fazla “özgürlük” dendi, harf inkılabı yapıldı ve insanlar bir gece yatıp sabah, cahil olarak kalktılar. Okuma ve yazmayı bilmiyorlardı. “Biraz daha özgür olalım.” dendi ve kılık kıyafette değişikliğe gidildi, Allah’ın farz olan örtünme emri, tarz hâline getirildi. Hâlbuki Allah’ın bu konuda emri netti: “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar, namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31).
Her şeyi açık ve net anlatmış rabbimiz. Maalesef özgür olmak için Allah’ın sınırlarını tanımayanlar, günümüzde oldukça çok ve günden güne de çoğalmakta.
Rabbimiz başka bir ayetinde de şöyle buyurmaktadır: “Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde (insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Allah, kullarına çok şefkatlidir. (Resulüm!) De ki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. De ki, Allah’a ve resulüne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.” (Al-i İmran, 30-32).
Özgürlüğü İslam’dan uzaklaşmakta arayanlar, bataklıkta battıklarının farkında dahi değillerdir. Çünkü özgürlük uğrunda Allah’a başkaldırdılar. Peygamberi devreden çıkardılar, hayat nizamımız olan Kur’an-ı Kerim’de yazılanları insanlardan gizlediler, Müslümanları özgürlük uğruna, haramları bilip uygulamayan, yaşamayan umurunda olmayan, sadece kimlikte Müslüman yazan bir kitle hâline getirdiler. Ve getirmeye de devam ediyorlar.
Ebu Hüreyre’nin rivayet ettiğine göre, Resulullah (sav) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlaktan sana sığınırım.” (D1546, Ebû Dâvûd, Vitr, 32).
Peygamberimizin duası, ne güzel ama bir o kadar da korkutucu değil mi? Çünkü bozgunculuktan yani düzen bozmaktan, birbirine düşürmekten, İslam dinini kötü göstermekten sana sığınırım, gibi anlamaktayım ben. Münafıklıktan, diye dua ediyor efendimiz (sav). Günümüzde özgürlük uğruna hem Müslümanlarla bir olup hem de kâfirlere sevgi beslemekte ve onlara daha yakın durmaktalar. Nitekim dünyalık makam, mevki uğruna, dinî değerlerini unutup dinini az bir pahaya satmaktalar. Üçüncü olarak da ahlaktan söz etmekte Efendimiz (sav). Müslümanlar, maalesef dinî değerlerini unutup bütün ahlaksızlıkları yapmaktalar. Zina, çıplaklık, yalan, güvensizlik, Kur’an’a, peygambere dil uzatmak, alay etmek, almış başını gitmekte ve bu durumlar günden güne artmakta. Böyle giderse artmaya da devam edecektir.
Rabbimiz ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Elinizdekini (Tevrat’ın aslını) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur’an’a) iman edin. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Ayetlerimi az bir karşılık ile satmayın, yalnız benden (benim azabımdan) korkun. Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.” (Bakara, 41-42).
Ayette rabbimiz, “Kesinlikle Kur’an’a iman edin.” diyor. Özgürlük uğrunda yani cehennem uğrunda, inandığınız dini satmayın, benim azabım şiddetlidir, aklınızı başınıza alın, diyor. Akabinde, “Hakikatleri bildiğiniz hâlde gizlemeyin, hakla batılı birbirine karıştırmayın, aklınızı başınıza alın.” diye uyarmakta, tehdit etmektedir rabbimiz.
Müslümanlar olarak İslam’a, Kur’an’a ve peygambere sahip çıkmalıyız. İman ettiğimiz dine nasıl iman edilmesi gerekiyorsa o şekilde iman etmeliyiz. Amel etme noktasında da çok dikkat etmeliyiz çünkü herkes her şeyi biliyor; haramı da helali de özgürlük uğrunda yaşayanların birçoğu, biliyor yaptıklarının yanlış olduğunu ama maalesef amel edilmemeye bir başlandı mı günden güne yapılanlar yanlış da olsa hiç göze gözükmemektedir.
Rabbim bizleri, özgürlük uğruna dinini satanlardan; Allah’a, Peygamber’e, kitaba başkaldıranlardan eylemesin, bizleri her türlü kötülüklerden korusun. Şu anda savaşın sürdüğü Gazze’ye, oradaki Müslümanlara yardım etsin. Cihat meydanında cihat eden mücahitleri, görünmeyen ordularıyla desteklesin. Amin.
Emrah DOĞRU

GRUBA KATIL