Prof. Dr. Faruk Beşer: Bir Müslüman, Allah’a ait bir alanı kendisi düzenlemeye kalkamaz. Resulullah, “Gizli şirk o kadar hafiftir ki; karıncanın ayak izi gibidir” diye tarif eder.
İlahiyatçı, Prof. Dr. Faruk Beşer, çocukluğunun Ramazanlarını anlattı: Trabzon, Yomralı’yım. Köyümde iki ya da üç yıl oruç tuttum. İlk orucumu doğrusu hatırlamıyorum. Köyde Ramazanlarda babam abisinin evinde ev halkına imamlık yapardı. Babamla kışın karı yara yara lüküs lambasıyla o eve giderdik, teravihe.. Çocukken teravih çok uzun gelirdi ve kendimce uzun hayaller kurgular ve bu hayallerle sürenin geçmesini sağlar, teravihleri kolaylaştırmaya çalışırdım. 5 yaşından itibaren namaz kılmadığımı hiç bilmiyorum. İlk Kur’anı Kerim hocam da babamdır. Bizim oralarda oruç yiyen birini göremezdiniz, olsa da açıktan yemezdi.
TOPRAKTAKİ KİTAPLAR
Babamın amcasının oğlu Reşit Aga vardı. Babası Molla Osman kitaplarını Reşit ağaya bırakmış, ‘Bizim sülaleden okuyan olursa verirsiniz’ demiş. Tek Partili yıllarda kitaplar toplanıyor diye Reşit ağa da onları evin baş tarafına bir depo yaparak oraya gömmüş. Bu fırtına geçince, 1960’lı yıllarda açıp baktıklarında o kadar kitabın su çekip zayi olduğunu görmüşler.
İSLAM’DA TERAVİH
Efendimiz ilk defa kendi başına teravih kılıyor, tek başına, yatsıdan sonra.. Bunu bazı sahabiler farkediyor.. Ertesi gece cemaat çoğalıyor. Bir ertesi gece daha da çoğalıyor.. Bunun üzerine Efendimiz camide teravihi bırakıp evinde kılıyor.. Teravih aslında Ramazanın gece namazıdır. Günümüzde Ramazan orucu reklam ediliyor gibi. Şaaşalı iftarlar, süslemeler, Enderun Teravihleri ihdas etilmesi… Bana göre büyük bir bid’attir.
DİNDE ZORLAMA VAR MI?
Islamî hükümlerde, diyanet ve kaza dediğimiz iki alan vardır. Diyaneten dediğimiz alan; ahlaki alandır, diğeri de hukuki alan. Bir İslam ülkesinde yönetim, insanlar oruç tutuyor mu tutmuyor mu diye takip etmez, oruç işin ahlaki ve dini boyutudur. Ancak hukuk sistemlerinde, ‘Kamu ahlakına mugayir davranışlar suçtur’ diye bir kural vardır. Bir Müslüman’ın şeriatı reddetmesi mümkün olabilir mi? Topulumumuz şeriatın ne olduğunu bilmiyor. Karşı çıkanlar da bilmiyor.
ALLAH ŞİRKİ AFFETMEZ
Yusuf Suresi’nde Allah diyor ki; “Sen kendini yorsan, hırs göstersen de insanların çoğu inanmaz, inananların çoğu da Allah’a şirk koşarak inanır.” Bunu nasıl anlayalım… Bazı hükümleri beğenmemek, Allah bu zamanı hesap etmemiş, benim anladığım ondan daha iyidir demek olmaz mı? O’nun hakkı olan hukuka, giyime, kuşama başkasını sokarsanız, bunun adı şirktir. Allah bir diyorsunuz fakat O’nun düzenlemesi gereken alanı başkasına düzenletiyorsunuz. O zaman bir idareciyi bir ideolojiyi O’na ortak koşuyorsunuz demektir. Allah diyor ki “Şirk koşanı Allah asla affetmez.
MODERN CAHİLİYE DÖNEMİNDEYİZ
“Resulullah’ın hayatında iki farklı dönem var: Mekke ve Medine.. Mekke dönemi aşağı yukarı bugünkü gibi.. Faiz, açıklık saçıklık.. Kötülükler, içki falan.. Kur’an ‘ilk cahiliye dönemi gibi açılıp saçılmayın’ der.. Niye ilk cahiliyye?. Demek ki cahiliye dönemi tekrarlanacak.. Bu gün en gelişmiş ülkelerden Çin’de, devlet çocuk sayısını sınırlamış, bire indirmiş.. Kız çocuğu doğmadan aldırılıyor, yani öldürülüyor, cahiliye dönemi gibi kız çocukları diri diri gömülüyor. Hindistan Aile Bakanı resmen açıkladıydı; ‘yılda 25 milyon çocuk sırf kız olduğu için kürtaj ediliyor, öldürülüyor’, şimdi bunun cahiliyyeden ne farkı var..”
STAR