Genç Birikim Dergimizin Şubat 2015 Sayısı Çıktı
Gündem Son Sayımız

Genç Birikim Dergimizin Şubat 2015 Sayısı Çıktı

Genc_Birikim_Subat_2015_Sayi_189Değerli genç Birikim Okuyucuları,

Yayın hayatına başladığımız günden bugüne tam tamına 17 yıl geçti. Bir insan ömrüne göre 17 yıl çok kısa bir süre gibi gözükebilir. Ama Türkiye’de basın-yayın dünyasına bakıldığında özellikle dergilerin ömrünün çok fazla olmadığı görülecektir. Bir de bu 17 yılın geçtiği Türkiye gündemine baktığımızda çok çetrefilli ve karışık bir dönem olduğunu görüyoruz. Özellikle dergimizin yayın hayatına başladığı 1998 yılı Şubat ayı Refah-yol Hükümetinin yıkıldığı ve Müslümanların adeta “cadıavı” benzeri operasyonlara, takiplere, baskılara, tehditlere maruz kaldığı bir dönemdi. Ama biz Genç Birikim olarak Müslümanlara karşı yapılan bu dayatma ve tehditlere kulak asmadık ve inancımızın bir gereği olarak sizlere İslam’ın mesajını iletmeye devam ettik. Genç Birikim Dergisi o yıllarda adına uygun bir şekilde genç bir kadro tarafından çıkarılmakta idi. Özellikle İmam-Hatip Lisesinde okuyan bu kadro, dergileri de bizzat okullarda dağıtmaya çalışıyor ve onlar da bu faaliyetleri nedeniyle okullarda daha hayatlarının bu erken çağlarında baskıyla karşılaşıyorlardı. Elbette o neslin, inançları uğrunda, davaları uğrunda karşılaştıkları bu baskılar sayesinde imanları daha da sağlamlaştı. Zor koşullarda elde edilen kazanımlar çok daha değerlidir ve onun kıymeti her zaman bilinir.

Zaman içinde dergimiz de belirli aşamalardan geçti. Yazar kadrosu elbette yine gençlerden oluşmakla birlikte daha deneyimli ve tecrübeli yazarlarımız da sizlerle beraber olmaktadır. Gelişen teknolojiye Genç Birikim olarak bizler de uymaya çalıştık ve sizlere internet ortamında da ulaşmaya çalışıyoruz. Buradan, dergide yayınlanmış yazılarımıza, dergimizin eski sayılarına, hem de güncel diğer alıntı yazılara ve haberlere ulaşma imkânımız bulunmakta. İnşallah Rabbimiz nasib ederse sizlerle nice yıllar birlikte olacağız.

Dergimizin çıktığı yıllardaki Türkiye ortamından kısaca bahsettik. Elbette bugün “geleneksel İslamı yaşama” noktasında çok fazla bir sıkıntı yok. Ama İslam hayata hakim mi? Elbette hayır. Allah’tan başka ilah ve rabbın yani tek bir yaratıcı, tek bir hükmedici, tek bir helal ve haram koyucu olarak Allah’ın (c.c.) kabul edilmediği müddetçe bize durmak haramdır. Rabbimiz bize emretti: “KALK VE YORUL”

Dünyada ise işler İslam ve Müslümanlar için daha da karışık, daha da problemli hale geldi. Bunda Batı ve ABD’nin parmağı ve payı var. Ama maalesef Müslümanların da ciddi bir payı var bu durumdan. Müslümanların ümmet şuuru içerisinde, vahdet içerisinde hareket etmekten başka çareleri yok. Aksi halde akan kanların, çekilen zulümlerin hesabını Allah’a (c.c.) veremeyiz. Ali Şeriati’nin şu duasına ne kadar da ihtiyacımız var: Ey zayıf bırakılmışların Rabbi!

Sen yeryüzünün zavallılarını, mahkûm ve zayıf yığınlarını ve hayattan yoksun bırakılanları – ki onlar, köle arayan azgınların; çağın karanlık zulmünün; kin ve nefret cehenneminin tarihteki kurbanlarının devamıdırlar ve her zamankinden daha çok zulme ve baskıya maruz kalmışlardır –insanların önderliğine eriştireceğini ve onları dünyaya varis kılacağını irade etmişsin. İşte şimdi zamanı gelmiştir. Yeryüzünün lanetlileri senin vaadini gözlemekte ve beklemektedir. Allah’a emanet olun.

 

 

GRUBA KATIL