Aksa Tufanı, sadece Gazze’de ya da bölgede değil, dünyada bir sarsıntı meydana getirmiştir. Bu sarsıntı, on yıllarca devam edecek ve birçok sistemi de bir deprem şiddetiyle sarsacak bir sarsıntıdır. Temennimiz bu sarsıntının, zulmeden bütün sistemleri yerle bir etmesidir.
Aksa Tufanı bir milattır. Çünkü Aksa Tufanı, dünyanın en vahşi ve en güçlü görünen Siyonist terör örgütünün karizmasını da tılsımını da yerle bir etmiştir.
7 Ekim’den bu yana dünyanın süper güçlerinin; gizli,açık, meşru, gayrimeşru bütün imkânlarını Siyonist terör örgütü lehine seferber etmelerine rağmen, Gazze’nin yiğit halkına boyun eğdirememiş ve onları teslim alamamıştır. Üstelik benzerine çok az rastlanan türden, vahşi yöntemler kullanarak şimdiye kadar denenmemiş modern silahlarla, bombalarla en vahşi katliamları gerçekleştirmiş olmalarına rağmen…
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya başta olmak üzere bütün emperyal güçler; deniz altı, deniz üstü, hava ve kara güçleriyle, yardım ve destekleriyle 363 km²’ye sıkıştırılmış Gazze’de, tam anlamıyla bir soykırım gerçekleştirmişlerdir. Bu kadar küçük bir bölgeye, 80 bin tondan fazla bomba atılmış ve bunun 1945’te Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarından daha fazla etkiye sahip olduğu belirtilmiştir. On binlerce masum insan; çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden katledilmiş olmasına rağmen, ne Gazze teslim alınabilmiştir ne de rehineler kurtarılabilmiştir. Bunca insanlık dışı vahşete ve yendik, bitirdik demelerine rağmen, İzzeddin El-Kassam Tugaylarının direnci kırılamamıştır. Hatta Gazze’nin her yerinde Siyonistleri geri püskürten, zırhlı araçlarını paramparça eden İzzeddin El-Kassam Tugaylarının kahramanlıkları da engellenememiştir. Sadece son bir ayda, Hamas’ı bitirdik dedikleri Gazze’nin kuzeyinde bile 50 civarında Siyonist asker öldürülmüştür.
Dünya kamuoyu, uzun zamandan beri Siyonistlerin ve küresel güçlerin Gazze’de işledikleri soykırımın benzerini görmemiştir. Ama bunca katliama, ölüm kusan silahlara, açlığa, yokluğa ve her türlü imkânsızlığa rağmen direnen, boyun eğmeyen bir halk da görmemiştir.
Bugün kabul edildiği söylenen ateşkesi kendilerine mal edenler, aslında aynı zamanda bunca katliamın ya bizatihi sorumlusu ya da seyircisi idi. Bunları hem tarih hem de gelecek nesiller asla unutmayacak ve bombalarla, füzelerle küçücük, narin vücutları parçalanmış bebekler, çocuklar bu, eli kanlı katillerin korkulu rüyaları olacaklardır.
Rabbimiz, kâfirlere, müşriklere (Tevbe-8) özellikle de Yahudilere asla güvenilmeyeceğini belirtmektedir. Siyonist terör devletinin, kurulduğu günden bugüne kadar, gerek yaptığı anlaşmalara gerekse BMGK’nin kararlarına uymaması, Siyonistlerin ne kadar dönek ve fırsatçı olduklarını da açıkça göstermektedir.
Dolayısıyla yapılan bu ateşkeste, Yahudilere asla güvenilmemelidir. Bunu en iyi bilenler Filistin halkı ve İzzeddin El-Kassam Tugaylarıdır. Ancak ateşkes olsa da olmasa da galip gelenler; katledilmelerine, sığınacak evleri, yiyecek ekmekleri, tedavi olacakları hastaneleri olmamasına rağmen, Gazze halkıdır. Çünkü onlar, sadece Allah’a dayandılar ve ona sığındılar. Ondan yardım dilediler. Allah da “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.” diyenleri yardımsız bırakmamıştır.
Gazze halkını tebrik etmek için, hiçbir cümle kifayet etmez. abırlarının ve direnişlerinin karşılığını Rabbim, elbette kat kat verecektir, inşaallah! Ama bilinmelidir ki Gazze halkı, bu direnişi ile sadece Müslümanlara değil, bütün “insanlığa” çok önemli bir ders vermiştir. Bu ders, nesillerden nesillere anlatılacak ve asla unutulmayacak, unutturulmayacak bir derstir. Ne mutlu onlara!
Gazze halkının, bu duruşunun sonucunda elde ettiği bir zafer midir? Elbette bir zaferdir. Zaferin ille de dünyevi anlamda bir sonucunun olması gerekmiyor. Çünkü bugünleri görmeyen İzzeddin El-Kassam, Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz Rantisi, Yahya Ayyaş, İsmail Heniye, Yahya Sinvar ve daha sayılamayacak kadar Filistinli Müslüman, bu zaferi zaten kazanmıştır. 7 Ekim’den sonra da bedenleri parçalanmış bebekler, çocuklar, yaşlılar ve bu masumların parçalarını toplayan analar, babalar, kardeşler de bu zaferi çoktan hak etmişlerdir.
Asıl kazananlar da onlardır.
Kaybedenler ise Siyonist ve küresel güçlerle iş birlikçi bölge yönetimleridir. Çünkü tetikçi güç, Siyonist yönetim, Gazze’nin bütünüyle işgal edilerek halkın Sina Yarımadasına sürüleceğini, Hamas’ın yok edileceğini, rehinelerin tamamının kurtarılacağını, Netzarim’den ve Selahaddin koridorundan asla vazgeçmeyeceklerini defalarca açıklamıştır. Ben, dışişleri bakanı olarak değil, bir Siyonist, Yahudi olarak buraya geldim, diyen eli kanlı Blinken ve bunak başkanı Biden’ın da hedefi bu değil miydi?
Nitekim Siyonistlere güvenilmese de şimdilik kabul ettikleri üç aşamalı ateşkese göre; Hamas hâlâ –Allah’a şükür- dimdik ayaktadır, rehineler de hâlâ kurtarılmış değil. Gazze’de taş üstünde taş bırakılmamasına rağmen, Gazzeliler de hâlâ Gazze’yi terk etmiş değil. Siyonist, çapulcu terör ordusu ise Netzarim koridoru ile Selahaddin koridorunda ve son aşamada da Gazze’den bütünüyle çekileceklerini taahhüt etmişlerdir.
Bu da gösteriyor ki Siyonistler ve arkasındaki bütün güçler yalın ayaklı Gazze halkı karşısında hem askeri hem de siyasi olarak hiçbir hedefini gerçekleştirememiştir.
Aksa Tufanı’nın bölgedeki ilk sarsıntısı Suriye’de meydana gelmiş ve Nusayri BAAS diktatörlüğü yerle bir olmuştur. Sıra bölgenin diğer diktatörlerine gelmiştir. Bu nedenledir ki Siyonist terör örgütü ile normalleşen bu ülke yönetimlerini şimdiden korku sarmıştır. Ama korkunun ecele faydası yoktur.
Arap Baharı ile yarım kalan bu sarsıntı ile Sisi’den başlayarak diğer iş birlikçi, hain yöneticilere, diktatör Esad gibi sıra gelecektir. Muhtemeldir ki bu iş birlikçi hainler, şimdiden kaçış için hazırlık yapmaya başlamışlardır.
Aksa Tufanı ile Gazze halkı, ümmetin uyanışına vesile olmuştur. Zaten Gazze, dolayısıyla Filistin halkı –iş birlikçi Mahmud Abbas ve taraftarları hariç- on yıllardır ümmetin onuru ve haysiyetini kurtarmak için mücadele etmekteydi.
İlk kıblemiz, Mescid-i Aksamız, Siyonistler tarafından halen bütünüyle kirletilememişse bu, Filistin’in yiğit mücahit ve mücahideleri sayesinde olmuştur. Ne mutlu onlara!
GENÇ BİRİKİM
Arşiv
Genel
Gündem
Yazarlar
Gazze’deki Ateşkes, Gazze Halkının Bir Zaferidir
- by Genç Birikim
- 18 Ocak 2025
- 0 Comments
- 0 Views
