Dua’nın Fazileti
Gündem Son Sayımız Yazarlar

Dua’nın Fazileti

Hamd Allah’adır. Salat ve selam ise O’nun Rasulü’ne, Ehli Beytine ve Ashabına olsun. Bundan sonra:

“Dua”, kişinin Rabbine, “Ya Rabbi!” vb. ifadeler kullanarak yalvarması, O’ndan istekte bulunması demektir. Bu suretle kişi, arzuladığı bir şeyin kendisine verilmesini, hoşlanmadığı şeylerin de kendisinden giderilmesini Allah’tan ister.”…(1)

duaq

 

1.İbadet Anlamındaki Dua: Bu, kişinin yükümlü olduğu ibadetleri yerine getirmesidir. Diğer bir deyişle fiili duadır. Çünkü ibadetlerini yapan kişiye, “Namazı niçin kıldın? Zekâtı neden verdin? Niçin oruç tuttun? Neden hacca gittin? Niçin cihad yaptın? Anne-babaya karşı neden iyi davrandın? Niçin sıla-i rahim yaptın? vb. şekilde sorulduğunda, kişi, “Bunlarla Allah’ın rızasını kazanmayı istiyorum.” diye cevap verir. Dolayısıyla bunlar, dua içeren birer ibadettir.

2.Taleb Etme Şeklindeki Dua: Bu da “Ya Rabbi! Beni affet. Ya Rabbi! Bana merhamet et; Ya Rabbi! Bana rızık ver!”vb. şekillerle doğrudan Allah’tan bir şeyi isteme tarzında olur. Talep şeklindeki dua da ibadettir; zira bir hadiste, “Dua, ibadettir.” buyrulmuştur. Çünkü dua ederken Allah’a yöneliyorsun ve O’nun fazl-ı keremini, yüceliğini itiraf ediyorsun.(2)

“Kullarım sana Beni sorarlarsa işte muhakkak Ben pek yakınım. Bana dua ettiğinde dua edenlerin duasına karşılık verir, kabul ederim. O halde onlar da çağrımı kabul etsinler. Bana iman etsinler. Olur ki doğru yola ulaşırlar.” (Bakara,186)

“Rabbiniz buyurdu ki “Bana dua edin, Ben de duanızı kabul edeyim. Şüphesiz Bana ibadeti büyüklüklerine yedirmeyenler yakında hor ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir.” (Mü’min, 60)

Allah sana rahmet etsin! Dua senin şeytana karşı en büyük silahlarından biridir. O halde seni şeytana karşı mücadele etmekten alıkoyan nedir? Şüphesiz dua ettiğin zaman için rahatlar, sevinçli ve huzurlu olursun. Çünkü sen durumunu Allah’a bildiriyorsun ve O’ndan bir şeyler taleb ediyorsun. Biliyorsun ki Allah Subhanehu ve Tealanın her şeye gücü yeter. O’nu aciz bırakacak hiçbir varlık yoktur.

“Nu’man bin Beşir (r.a.)’den naklen Hz. Peygamber(s.a.v.)’in şöyle buyurduğu bildirilmiştir: “Şüphesiz ki dua ibadettir.” Hadisi dört imam rivayet etmiştir. Tirmizi, hadisin sahih olduğunu söylemiştir.

Tirmizi’de Enes (r.a.)’ten merfu olarak nakledilen hadisin metni şöyledir: “Dua ibadetin iliğidir.”

Yine Tirmizi Ebu Hureyre(r.a.)’den merfu olarak nakletmiştir:

“Allah katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.” İbn Hıbban ve Hâkim sahih olduğunu söylemişlerdir. (Buluğu’l Meram, no:1549-1551)

Abdullah b.Ömer bildiriyor: “Bir gün Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraberdik. Şöyle buyurdu: “Mü’min parmak ucu kadar bile yaprak dökmeyen ağaca benzer. Neden söz ettiğimi biliyor musunuz?” “Hayır” dediler. “Bu, hurma ağacıdır. Hurma ağacının parmak ucu kadar bile yaprağı dökülmez. Bunun gibi mü’minin de hiçbir duası reddedilmez” buyurdu. (el-metalibul aliye,no:3332)

Ebu Hureyre demiştir ki: “Muhakkak ki insanların en cimrisi, selam vermeyendir. İnsanların en acizi de dua etmekten aciz kalandır.” (el metalibul aliye, no:3333)

Duanın bazı adabları vardır. Bu adablara riayet edilmesi gerekir. Bunlardan bazıları duayı yalvara yakara yapmak, gizli yerlerde yapmak, dua ederken kararlı ve samimi bir şekilde Allah’tan istemek vb.

“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Gerçek şu ki O, haddi aşanları sevmez”  (A’raf,55)

“Rabbini içinden yalvararak ve korkarak yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an ve gafillerden olma.(A’raf,205)

Yanları yataklardan uzak kalır. Rabblerine korkarak ve ümit ederek dua ederler. Onlara verdiğimiz rızıktan infak da ederler. (Secde,16)

Dua ederken eller havaya kaldırılır.

Ebu Berze el-Eslemi’nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) duada koltuk altlarının beyazı görünecek şekilde ellerini havaya kaldırmıştır. (el metalibul aliye, no:3345)

Abdurrahman b.Muhayriz’in bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Aziz ve celil olan Allah’tan bir şey dilediğiniz zaman, ellerinizin ayasıyla (avuç içleriyle) dileyiniz, sırtıyla dilemeyiniz” buyurmuştur.

Halid demiştir ki Ebu Kılabe’ye “Bu nasıl olur?” diye sordum. Ravi Bişr ellerini havaya kaldırarak “Tekbir ve tehlil bu şekilde getirilir.” dedi. (el metalibul aliye, no:3346)

Dua ederken iki avuç birleştirilirse bu güzel olur. Bunun delili ise şudur:

Eş’as b. Süleym’in, Ensar’lı bir zattan naklettiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), iki avucunu yayarak dua ederken bu zatın yanına uğramış ve “(İki avucunu) Birle(ştir). Zira O (Allah) birdir” buyurmuş. (el metalibul aliye, no:3349)

Şerh-i Riyazu’s-Salihin’de şunlar geçer: “…Fakat duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Bunları şu dört maddede özetleyebiliriz:

  1. Şart İhlas: Kişi, duasını sadece Allah’a yapacak. Şayet bu, ibadet etme şeklindeki bir dua ise ibadetinde Allah’a ortak koşmayacak, gösteriş amaçlı ibadet etmeyecek ve “Falan kişi hacıdır, cömerttir, çok oruç tutar…” denilmesi için yapılmış olmayacak. Bu amaçla yaparsa bütün ibadetleri boşa gider. Yaptığı ibadeti sadece Allah için yapmalıdır.

Bir şeyi Allah’tan talep etme şeklindeki duada da Allah’a muhtaç olduğuna, O’nun sana hiçbir ihtiyacı olmadığına ve senin O’ndan istediklerini vermeye kadir olduğuna inanacak ve bu bilinçle isteyeceksin.

  1. Şart: Duada aşırılık, haddi aşma ve zulüm olmaması: Duada aşırılık varsa bunu, -ister baba oğluna; isterse anne oğluna yapsın- Allah kesinlikle kabul etmez. Zira O:

“Rabbinize, yalvararak ve sessizce dua edin, Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” (A’raf,55)

buyuruyor. Bir kimse günah olan bir şeyi, yani haram olan bir şeyi Rabbinden isterse, Allah tarafından kabul edilmez. Çünkü böyle bir şeyi istemekle haddi aşmıştır. “Ya Rabbi, beni peygamber yap.” örneğinde olduğu gibi mümkün olmayan bir şeyi isterse yine duası kabul edilmez. Çünkü bu da haddi aşmadır. Mazluma bedduada bulunmak da kabul olunmaz. Babasını seviyor diye oğluna bedduada bulunan kadının, bedduası da kabul olunmaz. Aynı şekilde, iyi insanlarla arkadaş olmuş diye oğluna bedduada bulunan babanın da bedduası kabul olunmaz. Dolayısıyla duada haddi aşma ve haksızlığın bulunmaması gerekir.

  1. Şart: Tecrübe niyetiyle olmaması: Allah’a yapılan duanın kabul olunacağına kesin bir şekilde inanmalı ve deneme amaçlı olmamalıdır. Çünkü bazı insanlar, duanın kabul edilip edilmeyeceğini görmek için bazen deneme amaçlı dua ederler. Bu tür dualar Allah tarafından kabul edilmez. Allah’ın senin duana icabet edeceğine yakinen inanarak dua et. Kabul edip etmeyeceği konusunda şüphen varken dua edersen, Allah senin bu duanı kabul etmez.
  2. Şart: Haram yemekten kaçınılması: Dua eden kişi, haram yiyen bir kişi olmayacak. Faiz, aldatma, yalan vb. haram yollarla elde ettiğini yiyen kişinin duası kabul olunmaz. Bunun delili, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözüdür: “Allah temizdir ve temiz olandan başkasını kabul etmez.” Allah, peygamberlere emrettiğini mü’minlere de emretmiştir. Allah Teâla şöyle buyuruyor:

Ey Peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yiyin, güzel amellerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı bilirim.’’(Mü’minun, 51)

“Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin.” (Bakara, 172) Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle devam etti: “Yolculuğu uzamış, saçı sakalı karışmış ve saçı başı toz içinde kalmış bir kişi, ellerini göğe kaldırır ve “Ya Rabbi! Ya Rabbi!” de(yip dua ede)r, hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram. Haram ile beslenmiş böyle bir kişinin duası nasıl kabul olunur ki?”

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bu kişinin duasının Allah tarafından kabul edilmekten uzak olduğunu bildiriyor. Halbuki bu kişi, duasının kabul edilmesi için gerekli sebepleri yerine getirmiştir. Fakat haram yediği için duası Allah tarafından kabul edilmemiştir. O halde duada bu dört şartın bulunması zorunludur.”(3)

Dua ederken Allah’tan kendin için ve Müslüman kardeşlerin için hayır iste. Allah’tan bağışlanma ve merhamet dile. Dua ederken duanda kararlı ol. İstediğini kesin bir dille iste. Özellikle secde anlarında dua et. Çünkü o an senin Rabbine en yakın olduğun andır. Bunun delili şu hadistir: Ebu Hureyre radiyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kulun, Rabbine en yakın olduğu hal, secde halidir. O halde (secdede) çok dua edin.”(4)

Dua ederken aceleci davranmamalısın. Senin yapman gereken samimi bir şekilde şartlarına uygun olarak dua etmektir. Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Herhangi biriniz acele etmediği müddetçe duası kabul edilir. Acele eden kul: “Rabbime dua ettim de duam kabul edilmedi” der.(5)

Ey kardeşim! Gecenin sonlarında ve farz namazlardan sonra yapılan duanın önemli bir yeri vardır. “Ebu Umame radiyallahu anh’dan şöyle rivayet edilmiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, “Hangi dua kabul edilmeye daha yakındır?” diye soruldu. Şöyle buyurdu: “Gecenin son saatlerinde ve farz namazların sonunda yapılan dua”(6)

ALLAH’IM! SENİ HAMDİNLE TESBİH EDERİM. SENDEN BAŞKA İLAH OLMADIĞINA ANCAK SENİN GERÇEK İLAH OLDUĞUNA ŞAHİTLİK EDERİM. SENDEN BAĞIŞLANMAYI İSTER TEVBE EDER SANA YÖNELİRİM.

 

Kaynakça:

1) Şerhi Riyazus Salihin, Muhammed b. Salih el Useymin, Guraba yayınları, 5.cilt, sayfa:8

2) Şerhi Riyazus Salihin, Muhammed b. Salih el Useymin, Guraba yayınları, 5.cilt, sayfa:8

3) Şerhi Riyazus Salihin, Muhammed b. Salih el Useymin, Guraba yayınları, 5.cilt, sayfa: 8-9

4) Şerhi Riyazus Salihin, Muhammed b. Salih el Useymin, Guraba yayınları, 5.cilt, sayfa: 41

5) Şerhi Riyazus Salihin, Muhammed b. Salih el Useymin, Guraba yayınları, 5.cilt, sayfa: 43

6) Şerhi Riyazus Salihin, Muhammed b. Salih el Useymin, Guraba yayınları, 5.cilt, sayfa: 44

 

GRUBA KATIL