Çadır Kentlerde Ramazan Ayını Yaşamak
Arşiv Yazarlar

Çadır Kentlerde Ramazan Ayını Yaşamak

Şubat ayı içerisinde gerçekleşen ve çok büyük bir yıkıma sebep olan deprem, milyonlarca insanın evsiz kalmasına, çadırlarda ve konteynırlarda yaşamasına sebep oldu. İnsanlık tarihi, arka arkaya üç büyük depremle sarsılmış mıdır bilinmez ama çok büyük imtihanlardan geçtik, geçiyoruz. Hava şartları da çok ağır olunca imtihanın ağırlığı daha da artıyor. İlk başlarda soğuk havaya karşı ısınmaya çalışıyorken şimdilerde de yağmur ve sel felaketleriyle baş başa kaldık. Çadırlarımız, şiddetli rüzgârlara dayanmıyor, rüzgâr alıp götürüyor. Evi biraz sağlam olup içeri girenler ya da konteynırlarda yaşayanlar, biraz şanslı ama çadırlarda yaşam bir hayli zor. Daha düne kadar bizim de sizin gibi güzel yaşantılarımız vardı, güzel evlerimiz, okullarımız, mahallemiz ve sevdiklerimiz vardı ama şimdi çoğunu kaybettik. Olsun, bu halimize de şükrediyoruz.

Bu bölgelerde yaşam çok zor. Televizyonlarda izlemişsinizdir ama ekranda gözüken buralarda yaşanılanın onda biri bile değildir. Acılar, yetim kalan çocuklar, evlatlarını yitirmiş anneler, babalar ve sanki kocaman bir inşaat alanına dönüşmüş hayalet mahalleler… Her taraf enkaz yığını, aslında enkaz dememek lazım buralara, o enkazların arasında hatıralarımız vardı, hayallerimiz vardı, sevdiklerimiz vardı, hepsi 45 saniyede gitti. Deprem, bize insanoğlunun ne kadar aciz ve çaresiz olduğunu anlattı 45 saniye ile. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın da ne kadar büyük, güç ve kuvvet sahibi olduğunu yeniden anladık.

Şimdi çadırlarda yaşıyoruz, mübarek Ramazan ayını karşıladık, kutlu misafirimiz Ramazan ayını. Hüzünlüyüz ama Rabbimiz bizleri Ramazan ayına kavuşturduğu için ona sonsuz hamd ediyoruz. Çadırlarda karnımız doyuyor elhamdülillah, sahur ve iftarlarımızı hayırseverler getiriyor Allah, bütün Müslümanlardan razı olsun. İnsanın içi buruk olunca pek yiyesi gelmiyor açıkçası. Teravih namazını kılacak yer bulamıyoruz, kılınan yerler de çok küçük, insanlar sığmıyor, hava yağmurlu olunca dışarıda da kılınmıyor, bazen kendimiz bazen de üç-beş arkadaş toplanıp cemaat yapıyoruz. Birbirimize ayet ve hadislerle nasihatlerde bulunuyoruz.

Ramazan ayı girince sevgili Peygamberimizin (s.a.s) şu hadisini sıklıkla hatırlatıyoruz: “Kim, inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”

Başka bir hadiste, sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Mübarek Ramazan ayı geldi. Yüce Allah, bu ayda oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.”

Bu müjdeler bizim için o kadar değerli ki anlatamam.

Biliyorsunuz Ramazan ayı, Kur’an ayıdır, biz de bol bol okuyalım, siz de bol bol okuyun, okuyalım ama anlayın, anlayalım ama hayatınıza aktarmayı unutmayın, unutmayalım.

Hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i, daha çok okumaya, tefekkür edip yaşamaya çalışalım. Tuttuğumuz oruçlarla irademizi güçlendirmek ve nefsimizi terbiye etmek için en güzel fırsattır bu ay.

Tefekkür ayıdır Ramazan. Gözden geçirilecek geçen ömrümüz. Hesabı yapılacak o pek çetin hesap gününün.

Ramazan, dinimizin direği olan namazla huzur bulduğumuz aydır. Öyleyse zikrimizi, şükrümüzü, tefekkürümüzü, dua ve niyazımızı namazla artıralım. Her türlü kötülükten, hayâsızlık ve fenalıktan namazla korunalım.

Bu ay, rahmet ve bereketin bol bol yağdığı, azap kapılarının kapatıldığı, azgın şeytanların zincire vurulduğu ve cennet kapılarının açıldığı bir aydır. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayının ilk gecesi gelince, şeytanlar ve cinlerin azgınları bağlanır. Cehennem kapıları kapanır ve hiçbiri açılmaz. Cennet kapıları açılır, hiçbirisi de kapanmaz ve Allah tarafından biri şöyle haykırır: Ey hayrı isteyen! Kolları sıva. Ey şerri isteyen! Vazgeç bu ayda ondan. Allah’ın ateşten azat ettikleri vardır ve bu da her gece olur.”

Ramazan ayı, tevbe etmek için bir fırsattır, tam manasıyla Allah’a dönmek için bir fırsattır. İnsanların dinden uzaklaştırıldığı, günahların pervasızca işlendiği böyle bir zamanda takva elbisesine bürünmek için kaçırılmaması gereken bir fırsattır.

Ramazan ayı, dua ayıdır. Bol bol dua edelim. Dualarımızda depremzede kardeşlerimizi unutmayalım. Birbirimize de dua edelim. Rabbimiz, yaptığımız ibadetlerimizi, tuttuğumuz oruçları, kılığımız namazları kabul etsin, kaldıramayacağımız yükleri bizlere yükletmesin. Ramazan ayını en iyi bir şekilde idrak etmeyi ve bayrama kavuşmayı nasip etsin.

Yüce Allah’a emanet olun.

Harun AKÇA

 

 

 

GRUBA KATIL