AYAĞA KALK!
Ne kadar suskun olduğumuzun farkında mısınız? Bugün emperyalizmi iliklerine kadar yaşayan sömürü devleti lanet Amerika’nın, lanet başkanı Donald Trump, İsrail’in başkentini Kudüs olarak kabul ettiklerini söylüyorsa bunun tek sebebi, bizim suskunluğumuzdur. Ancak şunu belirtmek gerekir ki bizler, konuşan hatta bağıran sessizleriz. Bugün Müslümanlar, Kudüs için meydanları dolduruyor. Hep beraber İsrail, Amerika ve diğer zalim, kâfir ve emperyal devletler aleyhine sloganlar atıyoruz. Peki, elimizde, vakfımızın, derneğimizin bayrağı mı var yoksa bağımsızlığını savunduğumuz, içerisindeki Kudüs’ün İslam’ın hatta tüm insanlığın olduğunu söylediğimiz Filistin’in mi? Eylemlere katılan Müslümanların biraz hafızalarını zorlayarak bahsettiğim güne veya ondan önce yapılmış olan eylemleri de göz önünde bulundurarak değinmiş olduğum noktaya dikkat ederek tekrardan eylemlerini analiz etmelerini bir Müslüman olarak Müslümanlara tavsiye ediyorum.
Bu noktayı da geçtikten sonra şu kısma da bakmakta fayda var diye düşünüyorum; kameralar ne kadar güçlü? Hemen konuya açıklık getirmek gerekirse: Şimdi gözünüzün önüne, katılmış olduğunuz Kudüs ile ilgili sade, şaşaasız, yalnızca programı düzenleyen vakfın/derneğin/topluluğun fotoğrafçısının olduğu bir programı getirin. Bir de kurumların reklamlarının tavan yaptığı, kameraların sıraya dizildiği böyle önde bir muhabirin eline zorla sığdırdığı mikrofonları konuşmacının önünde tuttuğu bir eylemi/programı getirin. Eğer getirdiyseniz artık bu noktada gerekli ve sağlıklı analizi rahatlıkla yapabileceğinizi düşünüyorum. Aslında “Kameraların Gücü” diye de ayrı bir yazı yazmak da fena olmaz.
Evet, meydanlara çıkıyoruz ve savunduğumuz dava için bağırıyor, sloganlar atıyoruz. Ama sesimizi yalnızca biz duyuyoruz. Çünkü kalbimizin bir yanında kurumun nasıl tanınacağı, bir yanında da savunduğumuz dava yatıyor. Ne zaman ki meydanlar yalnızca Filistin ve tevhid bayrakları ile dolarsa o vakit savunduğumuz şeyi gerçekten savunuyoruz demektir. Artık öne çıkma/çıkarma gayretinden sıyrılmalı, isimleri değil davamızı yükseklere çıkarmak, insanlığa duyurmak için gayret göstermeliyiz.
Donald Trump’ın ”İsrail’in başkenti Kudüs’tür” söylemi, hakkıyla iman etmiş yiğit Müslümanlar için hiçbir değer teşkil etmemektedir. Ancak bu söylemin karşısında durmalı ve Kudüs’ün Müslüman topraklarda olduğunu, Kudüs’ün Filistin topraklarında olduğunu tüm insanlığa gösterme/anlatma, anlamak/görmek istemezlerse gerekirse gözlerine sokma gayreti içerisinde olmalıyız.
Son olarak şunu da eklemeliyim ki; bugün bu açıklama lanet Amerika’nın gücünden ziyade, biz Müslümanların güçsüzlüğünden/tembelliğinden kaynaklanmaktadır. Artık ayağa kalkmalı ve Kudüs ile beraber tüm Müslüman coğrafyalara sahip çıkmalıyız yoksa bu kâfirler/zalimler içlerinden geçeni alenen gerçekleştirmeye başlayacak, alenen gerçekleştirdiklerini de arttırma yoluna gideceklerdir. Hem coğrafyamızı küçültme hem de Müslümanların sayısını azaltma gayretine sesli bir şekilde bürüneceklerdir.
AYAĞA KALK VE KUDÜS’E SAHİP ÇIK!
Taha Oğuzhan KILAVUZ